NUSAYBİNLİYİZ

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
NUSAYBİNLİYİZ

futbol haberleri internet programları cep telefonları mp3 ler genel kültür

saat


Similar topics

    Tarıyıcı

    NUSAYBİNBİZ SON DAKİKA HABERLERİ


      El-Gaffâr .....

      mamostaberat admin
      mamostaberat admin
      Administrator
      Administrator


      Mesaj Sayısı : 715
      Kayıt tarihi : 07/04/09
      Yaş : 45
      Nerden : Ä°STANBUL

      El-Gaffâr ..... Empty El-Gaffâr .....

      Mesaj  mamostaberat admin C.tesi Ağus. 15, 2009 5:53 pm

      Çok örten ve perdeleyen manasına gelen Allah'ın (c.c.) sıfatlarından biri. Arapça
      -ğafere- örttü, perdeledi, bağışladı fiilinden mübalağalı ism-i fâildir. Allah'ın sıfatı olarak şu
      anlamlara gelir:

      Günâhları çok örten, mağfireti çok olan, kullarının günâhlarını pek çok
      bağışlayan Yüce Allah.

      "Hiç şüphe yoktur ki ben; tövbe ve iman edenleri, iyi amel
      işleyenleri, sonra da doğru yolda (ölünceye kadar) sebat edenleri elbette çok yarlığayacağım"
      (Tâhâ, 20/82).

      Bu ayetteki Gaffâr kelimesinin meâli "çok yarlığayıcıyım' dır. Fakat aynı
      manaya gelen ve aynı kökten olan Gafur ism-i şerifi Kur'ân-ı Kerîm'de daha fazla
      geçmektedir.

      Cenâb-ı Hak; Gafûr-Gaffâr ve Rahîm olduğunu birçok ayet ve hadislerde
      haber vermektedir.

      "Ey Muhammed, kullarıma haber ver ki; hakikaten ben, çok
      yarlığayıcr, kemâliyle esirgeyiciyim" (el-Hicr, 15/49).

      "De ki: Ey kendilerinin aleyhinde
      (günahta) haddi aşanlar, Allah'rn rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Çünkü Allah bütün günahları
      mağfiret eder. Şüphesiz ki O, çok mağfiret edici, çok esirgeyicidir" (ez-Zümer,
      39/53).

      Resulullah (s.a.s.) şöyle buyurur:

      "Hayatım kudret elinde olan Allah'a
      yemin olsun ki, siz günah işlemezseniz. Allah sizi dünya sahnesinden giderir ve (sizin yerinize)
      başka bir ümmet getirir: Onlar, günah işlerler sonra Allah'tan bağışlanmalarını isterler. Allah da
      onları mağjiret eder, bağışlar" (Müslim, Tevbe,1 1 ; Tirmiî, Cennet, 3).

      Meşhur bir hadîs-i
      kutsîde şöyle buurulmaktadır:

      "Ey kullarım, hiç şüphesiz ki siz, gece-gündüz hata
      işliyorsunuz. Ben ise bütün günahlarr mağfiret ederim. O halde benden bağışlanmanızı isteyiniz
      sizi bağışlayayım"(et-Tâc, V,148).

      Maddî kir ve pisliklerden temizlemek için su ve
      sabunu vasıta kılan Allah (c.c.) ruh ve kalpleri günah kirlerinden temizlemek izin de Gafûr ve
      Gaffâr isimlerinin tecellisini mağfirete ve bağışlamaya sebep kılmıştır. Bu isimler, günahların
      varlığını ister. Onun için Hz. Peygamber (s.a.s.), " Eğer siz, hiç günah işlemezseniz Allah sizi
      yeryüzünden giderir" buyurdu. Her insan az veya çok günah işler. Günah işlemeyen; günahtan
      korunmuş (mâsum) kişiler yalnızca peygamberlerdir. Fazilet; hatada ve günah işlemekte ısrar
      etmemek, Gaffâru'z-Zunûb olan (günahları çok bağışlayan) Allah'ın rahmet kapısını tövbe ile
      çalmak, O'ndan mağfiret talep etmektir.

      Allah, kendisine şirk koşmanın dışındaki bütün
      günahlara mağfiret edeceğini bildirmektedir:

      "Şüphesiz ki Allah, kendisine şirk koşulan
      günahı bağışlamaz. Şirkin dışındaki günahları, dilediği kimse için mağfiret eder. Kim Allah'a şirk
      koşarsa muhakkak ki o, uzak bir sapıklıkla sapmıştır" (en-Nisâ, 4/116).

      Mümin, tövbe
      ve mağfiret ile ilgili olarak daima korku ile ümid arasında bulunmalıdır. Müslüman, ne kadar
      ibadet ederse etsin, Allah'ın azabından güven içerisinde olamaz; ne kadar günahkar olursa
      olsun Allah'ın mağfiretinden ve bağışlamasından ümidini kesemez. Bundan dolayıdır ki; vitir
      namazının son rekâtında okunması vacib olan kunut dualarının sonunda "Ya Rabb; rahmetini
      umar, azabından korkarız" diye dua edilmektedir. Yine aynı prensip ve kaideden hareketle
      İslâm, ibadete teşvik ile günahlardan caydırmak için azap ile korkutmaktadır. Yani müslüman
      cennetle müjdelenmiş, cehennemle korkutulmuştur.

      Bu korku; Allah'ın sevgisinden,
      O'nun mağfiretinden ve rahmetinden mahrum olma korkusu ve endişesidir. Korku ile ümid
      arasındaki dengenin korunması İslâmî akîde gereğidir. Zira Gaffâr olan yüce Allah aynı
      zamanda Kahhâr'dır.
      __________________

        Similar topics

        -

        Forum Saati Paz Nis. 28, 2024 12:51 am